210 IQ’su Olmasına Rağmen Sıradan Bir Hayatı Seçen “Başarısız Dahi” Kim Ung-Yong’un Enteresan Hayatı

Adı pek duyulmasa da Steven Hawking ve Albert Einstein’ı aşan IQ’su ile bir dönem dünyayı sarsan bu Güney Koreli dahi adamı sizler için araştırdık! Keyifli okumalar…

Annesinin anlattığına nazaran bir gün oğlunu beşiğine yatırdıktan sonra sesler duymuş ve ardını döndüğünde konuşmaların 6 aylık bebeğinden geldiğini fark etmişti. Üstelik Kim Ung-Yong daha 1 yaşını bitirmeden Koreceyi akıcı bir halde konuşmaya başlayacaktı. Hasebiyle zihinsel ve entelektüel yetenekleri çok küçük bir yaşta kendini göstermişti…

Ayrıca tam da bu yaşta 4 lisan öğrenmişti. Korece, Almanca, Japonca ve İngilizceyi akıcı bir formda konuşan Kim Ung-Yong; tüm Güney Kore’de tanınıyor, sürekli televizyon programlarına çıkıyordu. Tüm dünyada ‘dünyanın en zeki çocuğu’ olarak nam salmıştı.

Ne yazık ki bu yaşta sahip olduğu kabiliyetler daima kuşku uyandırdığı için çıktığı televizyon programlarında canlı olarak matematik ve fizik soruları çözmesi isteniyordu. Ayrıyeten 5 yaşından 8 yaşına dek mahallî bir üniversitede fizik dersleri almış ve 15 yaşında ise çoktan doktorasını almaya hak kazanmıştı…

NASA’da çalıştığı zamanlarda tek bir arkadaşı dahi olmadan sürekli hesaplamalar yaptığını ve bu durumun kendisini yiyip bitirdiğini söyleyen Kim Ung-Yong, NASA’da çalışmak üzere bizlere epey büyüleyici gelen bir tecrübenin gerçek yüzünü böylelikle gözler önüne sermiş oldu.

Sürekli medyanın ve beklentili gözlerin içinde çocukluğunu yaşayamamış olan Kim Ung-Yong aslında yüksek IQ’nun fazla abartılan bir şey olduğunu ve insanı her vakit memnun edemediğini belirtiyor. Sakin ve olağan bir hayatı seçmiş olduğu için medyada bu biçimde damgalanmaktan da epey hoşnutsuz.

‘Herkesin kendine göre bir öğrenme seviyesi, umutları, hayalleri ve yetenekleri var; toplum insanları kendi tek taraflı standartlarına göre yargılamamalı.’ diyor Ung-Yong bir röportajında.

Halen bilime yeni bir istikamet vermediği yahut tarihe damga vuran bir icatla öne çıkmadığı için eleştirilse de kendi yolunu çizebilmiş keyifli biri olarak ömrüne devam ediyor; toplumun onun hakkında söyledikleri ise hiç umurunda değil.

Sıradan bir hayatı seçen bu dahi adam hakkında siz neler düşünüyorsunuz? Haydi yorumlara! ?